Sosyal Medya

Makale

Börteçine bizi Ergenekon’dan nasıl çıkarmıştı?

Türkiye’nin 6 Kasım 1996’daki Susurluk kazasını konuÅŸtuÄŸu günlerdi. Bütün eski defterler açılıyor, derin devlet, kontrgerilla kavramları havada uçuÅŸuyordu.
5 Ocak 1997 günü Aydınlık Gazetesi’nde Dilek OÄŸuz’un konuÅŸtuÄŸu eski denizci subay, yeni araÅŸtırmacı-yazar Erol Mütercimler, “Susurluk’a çete demek yetmez” diyerek ilk kez bir örgütün adını açıkladı:
“Bu örgütün adı ne? Bunun adı Ergenekon’dur. Bu örgüt 1960 yılında Kıbrıs’tan Türkiye’ye taşındı… Bunu kim kurdurdu? Batı’da Gladyo adıyla ÅŸekillendirilmiÅŸ olan grupları kurdurtanlar. Yani CIA-Pentagon.”
7 Ocak 1997 günü Mütercimler bu kez Show Tv’de Can Dündar ve Celal KazdaÄŸlı’nın hazırladığı 40 dakika programına çıkıp daha fazlasını ve Ergenekon’u kimden duyduÄŸunu da anlattı:
“Ben de ilk kez bu örgütün adını öğrendiÄŸimde ÅŸok oldum...Memduh Ünlütürk PaÅŸa (12 Mart darbesinde tutukluların sorgulandığı Ziverbey’in komutanı)   kendisinin de bu Ergenekon’un içinde olduÄŸunu söyledi ve dedi ki “Ergenekon Genelkurmay’ın da, hükümetlerin de bürokrasinin de herkesin üstünde bir örgüttür...Sonuçta ben daha baÅŸka insanlardan Ergenekon’u araÅŸtırdığımda ÅŸunu gördüm: Bunun içinde subaylar var, emniyetçiler var. Profesörler var, gazeteciler var, iÅŸadamları var, sıradan insanlar var”
Mütercimler, Ergenekon’u bir kez de 14-15 Haziran 1997 günü İşçi Partisi İstanbul İl binasında düzenlenen Susurluk Konferansı’nda anlattı.
Konferansa katılan Erol Mütercimler, Tuncay Özkan, DoÄŸu Perinçek, Hikmet Çiçek, Emcet Olcaytu, Adnan Akfırat, Ferit İlsever 11 yıl sonra Ergenekon soruÅŸturmasından tutuklandılar. Konferansa katılan UÄŸur Dündar, Enis BerberoÄŸlu’nun adı iddianamelere girdi. Can Dündar ise savcının tanığı olarak mahkemede ifade verdi.
Çünkü 1997 sonbaharında Celal KazdaÄŸlı’yla birlikte yaptıkları programın dökümlerini kitap yapmışlardı. Kitabın adı; Ergenekon: Devlet içinde Devlet’ti.
Yıllardır heyula olarak bahsedilen derin devlete bir ad bulunmuÅŸtu sonunda. 28 Åžubat olmuÅŸ. Askerî vesayet tartışılmaya baÅŸlanmış, bu kez ‘derin devlet’ muhafazakârların da ilgi sahasına girmeye baÅŸlamıştı.
“Ergenekon” adlı bir örgütten bir sonra bahsedecek kiÅŸi 2001 Mart’ında bir araba hırsızlığı dosyasından gözaltına alınan Tuncay Güney oldu. Sabah’tan Milliyet’e, STV’den AkÅŸam’a kadar medyada çalışmış, Veli Küçük’ün Fethullah Gülen’in yakınlarında bulunmuÅŸ bir isimdi Güney. Tam olarak kim olduÄŸu, hangi baÄŸlantılarla bu kadar yerde bulunduÄŸu, kimin için çalıştığı hâlâ anlaşılamadı.
Tuncay Güney adını karşısında kod adı olarak “İpek” yazan bir MİT belgesi ortaya çıktı. http://arsiv.sabah.com.tr/2008/11/28/haber,854972318CBA408B99940C9760623DD8_silindi.html.
MİT bir açıklama yaparak “Belge gerçek ama haber elamanımız deÄŸil, şüpheli faaliyetlerinden dolayı dikkatimizi çeken ve üzerinde çalışma yapılan bir ÅŸahıstır” açıklaması yaptı. http://www.mit.gov.tr/basin39.html. Aynı açıklamada Kontr Terör Merkezi’nin 1997’de kuruluÅŸ ÅŸemasından çıkarıldığından bahsediliyordu. Bu birimin ne iÅŸ yaptığı, Tuncay Güney’in hangi şüpheli davranışları yüzünden takip edildiÄŸi de anlaşılamadı.
Tuncay Güney, gözaltında olduÄŸu sırada daha sonra Ergenekon soruÅŸturmasından tutuklanacak İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Åžube Müdürü Adil Serdar Saçan'a Veli Küçük, Çetin DoÄŸan’ın da aralarında olduÄŸu isimlerin içinde olduÄŸu Ergenekon örgütü ve faaliyetleri hakkında ayrıntılı bilgiler anlattı. (resmi ifade deÄŸil samimi beyan) http://arsiv.ntv.com.tr/news/472231.asp
30 Nisan 2001’de Taha Kıvanç (Fehmi Koru) Yeni Åžafak’taki köşesinde yazdığı Hayaller Gerçek Galiba baÅŸlıklı yazıda Ergenekon: Analiz-Yeniden yapılanma, yönetim ve geliÅŸtirme projesi adlı daha sonra Ergenekon soruÅŸturmasının temeli olacak bir belgeden bahsetti: http://www.yenisafak.com/arsiv/2001/nisan/30/tkivanc.html
“Kulak kabartmama sebep olan ve "Herhalde ilgilisi tarafından okunduktan sonra saçma bulunarak bir tarafa kaldırılmıştır" diye önemsemediÄŸim belgeyi hatırlatan, 'hayal-gerçek' senaryosundaki kilit kavram oldu: Bilgisayar korsanı (hacker)... Çünkü, elimden geçen o belgede, yeniden kurulması talep edilen 'gizli birim' için düşünülen görevlerin başında, "Bilgisayar korsanları kullanılarak hassas bilgi toplanması" geliyor...
Bu satırları aldığım rapor 24 sayfa. "Ergenekon: Analiz- Yeniden yapılanma, yönetim ve geliÅŸtirme projesi" baÅŸlığını taşıyor. Üzerine, "İstanbul / 29 Ekim 1999" tarihi düşülmüş. Raporu yazanın adı sonunda yer alıyor. Raporun müellifi, çalışmasıyla hedeflediÄŸini, "Bu çalışmanın amacı, (..) Ergenekon'un reorganizasyonuna katkıda bulunabilmektedir" cümlesiyle açıklamakta...”
1 Mayıs 2001’de Taha Kıvanç “Deli saçması sanmayın” baÅŸlıklı bir yazı daha yazdı:
“Sanki ben çıkarmışım gibi, dün, bütün gün, "Bu Ergenekon da nereden çıktı?" sorusuna cevap vermek zorunda kaldım”
6 Mayıs 2001’de Aydınlık Gazetesi’nden Hikmet Çiçek “CIA’nın ‘Ergenekon’ yaygarasında Fehmi Koru başı çekti” baÅŸlıklı bir yazı yazarak Ergenekon’un yeni bir tertip olduÄŸunu yazdı: http://www.aydinlikgazete.com/ne-ilk-adim-mis-be-tamami-makale,14237.htmlü
12 Mayıs 2001'de Aksiyon dergisi Sivil Ergenekon başlıklı bir haber yaparak Ergenekon Analiz belgesini yayınladı.
14 Haziran 2001'de, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire BaÅŸkanı Sabri Uzun'un göreve getirildiÄŸi gün önüne Ergenekon ÅŸeması getirildi. Uzun'un İN kitabından okuyalım: "14 Haziran 2001 günü ikinci kez İstihbarat Dairesi BaÅŸkanlığı görevine getirildim. O gün ÅŸube müdürü, R.G. odama gelerek bana en üst kısmında 'Ergenekon Örgütü' yazan bir ÅŸema gösterdi. Bu ÅŸemanın en üstünde örgüt sorumlusu konumunda Orgeneral Çetin DoÄŸan gösterilmiÅŸti... Åžubesine giderek yanında Tuncay Güney isimli kiÅŸinin ifade tutanağını ve bir de bilgi notu getirdi. İfadeyi okudum, ne Çetin DoÄŸan'ın ne de diÄŸerlerinin isimleri yazılıydı.... 'Åžemayı kim yaptı, neye göre yaptı' diye sordum. 'İstanbul istihbarat gönderdi' dedi...EÄŸer o gün beni kandırabilselerdi, Ergenekon Operasyonu 2001'de baÅŸlayacaktı..."
3 Temmuz 2002'de Tuncay Güney'in kaydı ve Ergenekon şeması göndereni belli olmayacak şekilde CD'yle MİT Müsteşarlığı'na gönderildi.
3 Kasım 2002'de AK Parti tek başına iktidara geldi.
18 Aralık 2002'de Necip Hablemitoğlu öldürüldü.
1 Mart 2003, Meclis Irak'a asker tezkeresine "hayır" dedi.
4-7 Mart 2003'te Çetin Doğan, 1. Ordu'da gerçek isimlerle irticai kalkışmaya karşı plan seminerini gerçekleştirdi.
23 Mayıs 2003, Cumhuriyet gazetesi "Genç subaylar tedirgin" manşetiyle çıktı.
10 Temmuz 2003,  MİT MüsteÅŸarı Åženkal Atasagun, müsteÅŸarlığa ulaÅŸan CD ve belgelerden yola çıkarak Ergenekon örgütü ÅŸema ve kitapçığını Genelkurmay BaÅŸkanı Hilmi Özkök'e sundu. 
25 Ekim 2003’te Ankara’da üniversite rektörlerinin katıldığı laiklik mitinginde Ordu Göreve pankartları açıldı. (Pankart yüzünden mitingde rektörler Ergenekon soruÅŸturmasında suçlanırken, pankartı açan Türk Solu dergisi hakkında herhangi bir iÅŸlem yapılmadı. Derginin baÅŸyazarı en Cemaat operasyonlarına karşı gösterilerde görüldü)
15/20 Kasım 2003'te İstanbul'da El Kaide, Sinagog, İngiliz Başkonsolosluğu ve HCBC'ye saldırılar düzenledi.
19 Kasım 2003'te MİT MüsteÅŸarı Atasagun Ergenekon belgeleri ve ÅŸemasını BaÅŸbakan Tayyip ErdoÄŸan'a verdi. 
2 Aralık 2003 günü AK Parti Meclis grubunda konuÅŸan BaÅŸbakan ErdoÄŸan ilginç bir konuÅŸma yaptı. Haberden okuyalım:
“ErdoÄŸan, dinler ile terör arasında mesafe koyma çabalarını gölgeleyerek, gündelik politik menfaatler adına siyasi kararlılıklarını örselemek gayreti içinde olanların ne yaptıklarını iyi düşünmesini istedi. Milletin ve insanlığın gözünün, onların küçük hesaplarının üstünde olduÄŸunu hiç akıllarında çıkarmamaları gereÄŸine dikkati çeken ErdoÄŸan, '’Vakti saati geldiÄŸinde onlarla ve herkesle fikir, düşünce planında, demokrasi çerçevesi içinde bunların hesaplaÅŸmasını da gayet iyi yaparız. Ama afaki, böyle sağır sultanın buyurduÄŸu gibi bazı ÅŸeyleri uydurmak suretiyle, hedef saptırmak sadece bu ülkedeki görev yapma arzusu içinde olanların iÅŸini zorlaÅŸtırır'’ dedi. ErdoÄŸan, bu konuda ellerinde bilgi ve belge bulunduÄŸunu bildirdi.”
6 Aralık 2003'te kuvvet komutanları Jandarma Sosyal Tesisleri'nde toplanıp, Kıbrıs barış görüşmeleri ve Kur'an Kursu düzenlemeleri nedeniyle hükümete karşı birlikte hareket etme kararı aldı. (Özden Örnek’in Günlükleri)
3 Mart 2004, Ankara Ticaret Odası'nda düzenlenen Hilafet'in kaldırılışının yıldönümü toplantısına komutanlar hep birlikte katılıp gövde gösterisi yaptılar.
28 Mart 2003 günü Ankara’da hükümete karşı askerî ve sivil çevrelerle görüşmeler yapan İhan Selçuk, Mustafa Balbay ile birlikte Genelkurmay İkinci BaÅŸkanı YaÅŸar Büyükanıt’ı ziyaret etti. Büyükanıt görüşmede “Bunlarla mücadele sadece bizim iÅŸimiz deÄŸil. Bu seçmen iradesi. Bunlara oy veren 10.5 milyona da sormak lazım. Hep bize güveniyorlar. Ama nereye kadar. Bugün medya desteÄŸi olmadan hiçbir ÅŸey yapılamaz. Bakın medyaya sizin dışınızda laiklikle ilgili hassasiyeti olan yayın organı yok. Artık bu konuda sizden baÅŸka kimseye bilgi notu da göndermiyoruz. (ben, kesildi, azaldı, deyince)... Evet orada bir kaza oldu. Bir hasar meydana geldi. Düzeltiyoruz, yeniden yoÄŸunlaÅŸtıracağız. Aydın DOÄžAN geldi söyledim. Her gün milliyetin birinci sayfasında bir türbanlı fotoÄŸraf koymaya mecbur musunuz, dedim. Farkında deÄŸilim, bakayım dedi. Ertesi gün de birinci sayfaya Hülya AvÅŸar'ın poposunu koydular. Ben ille onu yap demiyorum ki” dedi. (Balbay Günlükleri)
3 Aralık 2003 YAÅž hazırlık toplantısında kuvvet komutanları hükümete muhtıra verilmesini teklif ettiler. Genelkurmay BaÅŸkanı Hilmi Özkök buna karşı çıktı. (Özden Örnek Günlükleri)
10 Ocak 2004 günü Ankara’da Jandarma’nın Anıttepe Tesisleri’nde Jandarma genel Komutanı Åžener Eruygur ve Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek Atdın DoÄŸan ve ekibiyle bir araya geldi. Toplantıda konuÅŸulanlar Özden Örnek Günlükleri’ne göre şöyleydi:
“AkÅŸam Jandarma'nın Anıttepe'deki tesislerine gittim. Jandarma Genel Komutanı ile beraber Aydın DoÄŸan ile yemek yiyecektik. Aydın DoÄŸan'ın yanında Mehmet Ali Yılmaz ve Fikret Bila (Milliyet Gazetesi Ankara Temsilcisi-Nokta) vardı. Beraber olmamızın amacı AD'a bazı mesajlar vermekti. Öncelikle basının satılmış bir hâle geldiÄŸini deÄŸerlendirdiÄŸimizi, kendisinin bu konudaki görüşünün ne olduÄŸunu. İkinci olarak bu hükümete karşı hepimizin aynı gemide olduÄŸunu ve gemi batarsa hep beraber batacağımızı. Aleyhimize yazı yazanlara kendi grubunda destek vermemesini söyleyecek ve onların da son günlerdeki olaylar hakkındaki görüşlerini alacaktı. Nitekim konuÅŸmalarımız bu merkezde devam etti. Kendisi bize medyanın ekonomik durumunu izah etti. Ona göre medyanın kendisi hariç bütün patronları mali yönden hükümete muhtaç hâle getirilmiÅŸti. Bu nedenle hükümete karşı çıkmaları mümkün deÄŸildi. Karşı çıkanların hayatı söndürülecekti. Nitekim bazı yazarlar hükümet aleyhine yazdıkça RTE'nin ÅŸahsi müdahaleleri ile kendileri iÅŸten çıkarılmışlardı. Tuncay Özkan, Sedef KabaÅŸ, televizyonlardaki bazı programlar gibi. Bu arada Tuncay Özkan'ı çok sevdiÄŸini, ama kendisine ÅŸu sıralarda hiçbir ÅŸey yapamayacağını söyledi. Yemek bittiÄŸinde ben sizin mesajınızı aldım, dedi. Biz de kendisine 'iÅŸ adamı olarak bazı sıkıntılarınızın olabileceÄŸini anlıyoruz. Ama bazen hükümet lehinde de yazmamak karşı tarafa destek vermektir' dedik."
21 Ocak 2004’te askerlere ziyaretler artmıştı. Örnek Günlüklerinden:  “14.00-14.30: CoÅŸkun Kırca'nın ziyareti... 14.45-15.15: M. Ali Kışlalı'nın ziyareti... Her ikisi de bana 'zaman geçiyor ve her gün daha kötüye gidiyoruz. Ne yapacaksanız yapın, yoksa geç olacak' mesajını verdiler.”
14 Åžubat 2004- New York’taki Kıbrıs Görüşmeleri sırasında DenktaÅŸ’ın danışmanı Mümtaz Soysal gazetecilere “Askerler birazdan muhtıra yayınlayacak” dedi. http://www.radikal.com.tr/yazarlar/erdal-guven/bir-new-york-hatirasi-886581/
24 Nisan 2004'te Annan Planı Referandumu'nda Kıbrıslı Rumlar "hayır" dedi.
9 Kasım 2005’te Åžemdinli’de Umut Kitabevi’ne bomba attığı iddiasıyla iki astsubay halk tarafından yakalandı. Kara Kuvvetleri Komutanı YaÅŸar Büyükanıt astsubaylar için “Tanırım iyi çocuklardır” dedi.
2 Åžubat 2006'da Emniyet İstihbarat Dairesi BaÅŸkanı Sabri Uzun TBMM Åžemdinli Komisyonu'na ifade verdi ve olaylar için "Hırsız evdeyse kilidin bir anlamı yok" dedi.
Ocak-Åžubat 2006 (İN kitabında Sabri Uzun'un verdiÄŸi tarih aralığı) Sabri Uzun'a ikinci kez ÅŸube müdürü R.G. gelip "Asker içinde bir örgütlenme var, biz bu örgüt üzerinde çalışmak istiyoruz" dedi.  Uzun "2001'deki örgüt mü" dedi. "Evet" cevabını aldı.  Uzun, ikinci kez önüne gelen Ergenekon operasyonu teklifini geri çevirdi.
8 Åžubat 2006, Trabzon'da Katolik Santa Maria Kilisesi Rahibi 59 yaşındaki Andrea Santoro 16 yaşındaki O.A. tarafından kilise önünde silahla vurularak öldürüldü.
15 Åžubat 2006'da Emniyet Muhbiri Erhan Tuncel, polis memuru Muhittin Zenit'e  "Yasin Hayal'in Hrant Dink'i öldüreceÄŸi" ihbarını verdi. Trabzon Emniyet Müdürü Ramazan Akyürek'ti. İhbar üzerine ünlü F-4 raporu düzenlendi.
Åžubat 2006'da AÄŸustos'taki  YAÅž'ta Genelkurmay BaÅŸkanı olması beklenen Kara Kuvvetleri  Komutanı YaÅŸar Büyükanıt'ın dedesinin Yahudi olduÄŸunu iddia eden ulusalihanet.com sitesi açıldı.
18 Åžubat 2006: Ankara'da Sauna Çetesi'ne Küre Operasyonu düzenlendi. Polise göre aralarında eski polis, asker ve kamu görevlilerinin olduÄŸu çete darbe ortamı için hazırlık yapmaktaydı. 
7 Mart 2006 Ferhat Sarıkaya'nın Åžemdinli İddianamesi kabul edildi. Büyükanıt’ı suçlayan Sarıkaya, meslekten atıldı.
1 Mayıs 2006'da Trabzon Emniyet Müdürü Ramazan Akyürek Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı'na getirildi.
5-10-11 Mayıs 2006 günleri ÅžiÅŸli'deki Cumhuriyet Gazetesi binasına üç kez bomba atıldı. Failler yakalanamadı.
17 Mayıs 2006'da Danıştay Baskını oldu. Danıştay üyesi Mustafa Yücel Özbilgin, avukat Alparslan Arslan tarafından vurularak öldürüldü. Arslan'ın Cumhuriyet gazetesine bomba atılmasının da arkasında olduÄŸu tespit edildi.
19  Mayıs 2006'da BaÅŸbakan Yardımcısı Abdullah Gül, 19 Mayıs törenleri sırasında BaÅŸbakan ErdoÄŸan, Meclis BaÅŸkanı Arınç'ın da katıldığı bir kahvaltıda Danıştay Saldırısı'nın arkasında "Albay Muzaffer" diye tanınan Muzaffer Tekin olduÄŸunu söyledi. (Ertesi günkü gazetelerden)
2006 yılı boyunca Hrant Dink, Elif Åžafak, Orhan Pamuk, Perihan MaÄŸden gibi isimler ulusalcı çevrelerin önünde gösteriler yaptığı 301. Madde davalarında yargılandı.
20 Mayıs 2006'da Muzaffer Tekin, bıçakla intihara teşebbüs etmiş olarak bırakıldığı Acıbadem Hastanesi'nde polis tarafından gözaltına alındı.
24 Mayıs 2006'da Ergenekon bir kere daha geri döndü. Hürriyet’te çıkan Toygun Attilla imzalı habere polis Danıştay cinayetinin arkasında Ergenekon Yapılanması’nı araÅŸtırıyordu. http://www.hurriyet.com.tr/ergenekon-yapilanmasi-4463231
26 Mayıs 2006 günü Sabah gazetesinin sürmanÅŸetinde Ankara temsilcisi Aslı AydıntaÅŸbaÅŸ imzalı bir haber vardı: “Ergenekon Anayasası”.
(Kendisine bir zarfla ulaÅŸtırıldığını söylediÄŸi Ergenekon Analiz ve Yeniden Yapılanma belgelerini yazan AydıntaÅŸbaÅŸ, ertesi gün belgeyi yazdığı iddia edilen DoÄŸu Perinçek’le görüşmesini köşesine taşıdı. http://arsiv.sabah.com.tr/2006/06/01/yaz40-50-101.html. Yazıda bahsedilmese de Perinçek, o belgenin bir kopyasını istedi. Kopyanın üzerinde AydıntaÅŸbaÅŸ’ın notları da vardı. Bu belgenin Ergenekon dalgasında Perinçek’in evinden çıkması Perinçek’in örgüt yöneticiliÄŸinin en temel delili oldu. AydıntaÅŸbaÅŸ, ancak dört yıl sonra mahkemede “o belgeyi Perinçek’e ben verdim” dedi.
27 Mayıs 2006'da Muzaffer Tekin tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
Ergenekon soruÅŸturması üçüncü giriÅŸimde de baÅŸlatılmamıştı. Hanefi Avcı ve Sabri Uzun’un kitapları ve Hrant Dink cinayetinde devlet görevlilerinin ihmallerini inceleyen iddianamedeki ifadelere göre İstanbul Emniyeti İstihbarat Daire BaÅŸkanı Ahmet İlhan Güler Danıştay cinayetinin arkasında Ergenekon olduÄŸuna ikna olmamıştı.
31 Mayıs 2006'da Ankara Eryaman'da bir eve düzenlenen operasyonda Atabeyler adı verilen bir çetenin arÅŸivi ele geçirildi. Muvazzaf askerlerle birlikte yakalanan belgelerde baÅŸta BaÅŸbakan ErdoÄŸan olmak üzere, önemli isimlere yönelik suikast hazırlıklarına iliÅŸkin belge ve krokiler yakalanmıştı. Operasyonun basına yansıdığı akÅŸam saatlerinde Genelkurmay Karargâhı önüne çaÄŸrılan gazetecilere bir sivilin sarı zarf içinde operasyonda ele geçirilen evrak ve krokileri servis ettiÄŸi ortaya çıktı. "Sarı zarfla servis"in ortaya çıkması üzerine Atabeyler çetesi iddiası da büyük bir soruÅŸturmaya dönemeden yavaÅŸ yavaÅŸ sönümlendi. (Bütün sanıklar 2012'de beraat etti) http://www.milliyet.com.tr/2007/10/08/siyaset/siy01.html
Mayıs-Haziran 2006- Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi içinde ulusalcılık faaliyetlerini izlemek üzere bir C-5 ÅŸubesi kuruldu.  Hrant Dink iddianamesindeki ifadelere göre Ramazan Akyürek, ÅŸubenin Ali Fuat Yılmazer'in teklifiyle kurulduÄŸunu söyledi. Aynı iddianameye C5 ÅŸubesi 2012'ye kadar resmî bir statüsü olmadan çalıştı.)
1 AÄŸustos 2006’da Kara Kuvvetleri Komutanı YaÅŸar Büyükanıt Genelkurmay BaÅŸkanlığı'na getirildi.
23 Kasım 2006'da Erhan Tuncel'in Emniyet'in "yardımcı istihbarat elemanı" görevine son verildi.
13 Ocak 2007- İstanbul Emniyet İstihbarat Åžube Müdürü, Ankara’ya çaÄŸrıldı. CoÅŸkun Çakar, Recep Güven ve Ramazan Akyürek tarafından görevi bırakması istendi.
19 Ocak 2007 Hrant Dink öldürüldü.
5 Şubat 2007'de Mülkiye müfettişlerinin raporu doğrultusunda İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler açığa alındı.
Şubat 2007- Hrant Dink cinayetinden 10 gün sonra Emniyet Başbakan'ın önüne yeniden Ergenekon şemalarını koydu Şemalardan biri Hrant Dink cinayetini Ergenekon'a bağlıyordu. Diğeri ise Ergenekon örgütünün şemasıydı. Şemada 1'inci, 2'nci Ergenekon dalgalarında tutuklanacak isimler birbiriyle irtibat içinde gösterilmişti.
23 Mart 2007- Ali Fuat Yılmazer, Ä°stanbul Emniyet İstihbarat'ın başına getirildi.
29 Mart 2007- 13 Mart günü bir kısmı Denizciler.com sitesinde yayınlanan Özden Örnek'in darbe günlükleri Nokta Dergisi'nde yayınlandı.  2003-2004'teki Ayışığı, Sarıkız darbe planları ortaya çıktı.
Dergi bir ay sonra basılıp, kapatıldı.
12 Nisan 2007 Genelkurmay BaÅŸkanı, karargâhta basının karşısına çıktı. 1.5 saat süren ve tüm tv'lerden canlı yayınlanan basın toplantısında Büyükanıt CumhurbaÅŸkanlığı seçimi için adayların "Sözde DeÄŸil sözde" laikliÄŸe baÄŸlı olmasını beklediklerini söyledi. Gazeteciler daha fazlasını söyletebilmek için Büyükanıt’ı sıkıştırdı.
https://www.youtube.com/watch?v=wQ8qvFS1Iyw
14 Nisan 2007- Cumhurbaşkanlığı seçimi yaklaştıkça ülke ısındı. Tandoğan'da Cumhuriyet Mitingi yapıldı. Ordu-hükümet ilişkileri yeniden gerildi.
18 Nisan 2007- Malatya'da Zirve Yayınevi basıldı, üç misyoner boğazı kesilerek öldürüldü.
27 Nisan 2007- Genelkurmay sitesinde e-muhtıra yayınlandı.  Anayasa Mahkemesi 367 kararını verdi. AKP 22 Temmuz'da erken seçimle bu kararı karşıladı.
9 Mayıs 2007- ABD, ülkeye girerken FBI tarafından sorgulanan, çıkışında bilgisayarındaki belgelere el konan Kozanlı Ömer lakaplı Ömer Hilmi Özdil'in ABD vizesini iptal etti.
12 Haziran 2007'de Ümraniye'de bir gecekonduda 27 el bombası bulundu.
Haziran 2007- ÇıraÄŸan Sarayı'nda bir grup gazeteciyle bir araya gelen DışiÅŸleri Bakanı Abdullah Gül, "Ümraniye'de bulunan bombalara dikkat edin. Bunun arkası gelecek" dedi... http://www.milliyet.com.tr/aboov/gundem/gundemyazardetay/13.12.2012/1641157/default.htm
27 Haziran 2007'de emekli binbaşı Fikret Emek'in evinde bombalar ve silahlar bulundu.
22 Temmuz 2007'de AK Parti yüzde 47'yle tek başına iktidar oldu.
27 Temmuz 2007'de Ergün Poyraz, Oktay Yıldırım, Ãœmit OÄŸuztan, Bekir Öztürk, Zekeriya Öztürk, Sedat Peker, Taner Ünal, Fuat Turgut, Hüseyin Görüm, Fikret Emek gözaltına alındı
22 Ocak 2008 – Ergenekon operasyonun birinci dalgasında Veli Küçük, 301 davalarının baÅŸ aktörü Avukat Kemal Kerinçsiz, Yasin Hayal'in avukatı Fuat Turgut, gazeteci Güler Kömürcü, Türk Ortodoks Patrikhanesi yöneticisi Sevgi Erenerol, emekli Albay Fikri KaradaÄŸ ile Susurluk sanıklarından Sami HoÅŸtan, Drej Ali'nin olduÄŸu 33 kiÅŸi gözaltına alındı.
23 Ocak 2008. Gazetelerin tamamı Ergenekon operasyonunu pozitif olarak gördü (Son üçü hariç)
Milliyet: Ergenekon'da 35 Gözaltı. Yeni Åžafak: Hiç Bu Kadar Derine İnilmedi. Sabah: Devlet, Derin Devlete Karşı. Vatan: Ergenekon Baskını. 
Vakit: Derin Gözaltı. Bugün: Küçük PaÅŸaya Büyük Baskın. Referans: Veli Küçük'e Büyük Operasyon. Star: Derin Çeteye Derin Darbe. 
Hürriyet: Hedefteki İsimler (Ergenekon’un hedefindeki)
Birgün: Ortalık Güzel Koktu. Radikal: Darbecilere Operasyon 
Taraf: Kızıl Elma HoÅŸaf Oldu. AkÅŸam: Kuvvacılara Åžafak Baskını 
Cumhuriyet: Büyük Gözaltı.. Evrensel: 'Derin' Operasyon. Posta: Ergenekon'a Darbe. Yeniçağ: Operasyon'a Yayın Yasağı. Yeni Mesaj: İstanbul'da Dikkat Çeken Gözaltılar. Ortadoğu: Büyük Gözaltı...
Kronoloji böyle. Ergenekon soruÅŸturmasını ortaya çıkaran eski Türkiye’yi hatırlamış olduk. Tabii soruÅŸturmanın baÅŸlamasına -ÅŸimdi herkes inkâr etse de- her kesimden gelen katkıları ve desteÄŸi de. Yarın da bu kronoloji bize ne diyor ona bakalım.  

25.04.2016

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.